Perşembe , 18 Nisan 2024

“NÜKLEER SANTRALA HAYIR!” BULUŞMASI

   Trakya’nın 29 Belediye Başkanı İğneada’da kurulması gündeme gelen Nükleer Santralle ilgili olarak Kırklareli’nde buluştular.

   İğneada’da kurulması gündemde olan Nükleer Santrale karşı ortak duruş sergilemek amacı ile Kırklareli Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıya Trakya Belediye Başkanları katıldı. Toplantıda ilk konuşmayı ev sahibi Kırklareli Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu yaptı.

     Kesimoğlu konuşmasına; “Konuşmamı iki bölümde sunmayı düşündüm. Birinci bölümde Kırklareli ve sahip olduğu doğal çevreyi kısaca özetledikten sonra ikinci bölümde ilimiz Demirköy İlçesi İğneada Beldesi’nde yapılması düşünülen Nükleer Santralle ilgili genel verileri aktarmaya çalışacağım” diyerek başladı.

     İğneada’da yaşayan kuş türleri, longoz ormanları ve Yıldız Dağları projesinden bahsetti. Yıldız Dağları Projesi hakkında Kesimoğlu; “UNESCO MAB Komisyonu tarafından istenilen format ve içerikte hazırlanan “Yıldız Dağları Biyosfer Adaylığı Dosyası”na ne oldu? Dosya kayboldu. Dosyanın akıbeti belli değil” dedi.

     Konuşmasının ikinci bölümüne Kesimoğlu; “Nükleer Santral gerçeği ne? Hangi ihtiyaçtan kaynaklanıyor? Yerli işbirlikçileri ve taşeronları eliyle emperyalizm neden bu deli gömleğini bize giydirmeye çalışıyor? Biraz da olsa bu gerçeğe değinelim” diyerek başladı.

ISINAN BİNLERCE TON SU DENİZLERE GERİ VERİLECEK

     Kesimoğlu’nun konuşmasının ikinci bölümünden satırlar: “Radyoaktif çubukların daldırıldığı kazanlarda çok yüksek bir ısı enerjisi açığa çıktığından bu kazanların ve sistemin soğutulması gerekiyor. Bunun için binlerce ton suya ihtiyaç vardır ve bu su dev su pompaları marifetiyle denizden çekilir. Soğutma sisteminde dolaşırken ısınan su da yine denize deşarj edilir. İlginç olan nokta, söz konusu su pompalarını çalıştırmak için gerekli olan elektrik, nükleer santral dışındaki elektrik üretin santrallerinden sağlanır. Yani NES’’in (Nükleer Enerji Santrali) yakınında bir de Termik Santral bulunma zorunluluğu vardır.

NES’İN YAPIMI KREDİLİ, ÇALIŞANLARI DIŞARDAN OLACAK

     Bir NES’in yapımı 20 yıllık bir süreci kapsıyor. Yani bu süre içinde elektrik üretimi mümkün değil. Bizim gibi geri bırakılmış ülkelerin kendi mali olanakları ile bu santrali yapması mümkün olmadığından dışarıdan kredi sağlanıyor. Dışarıdan alınan kredi ile yapılan santralin tüm çalışanları ve teknik personeli de dışarıdan geliyor.

NES ATIKLARI İMHA EDİLEMİYOR

     Ortaya çıkan nükleer atıkların imhası mümkün olmadığından saklanması da ayrı bir sorun. Bu nükleer atıklar ya deniz dibine ya da toprak altına gömülüyor. Bir NES’in ürettiği elektrik ise Türkiye’nin elektrik ihtiyacının ancak %5’ini sağlıyor. Ne gariptir ki ülkemizin bu elektriğe ihtiyacı yok.

TÜRKİYE KAPASİTESİNİN %40’INI KULLANAMIYOR

   Türkiye yılda 400 milyar kwh elektrik üretebilecek durumdadır. Oysa ülkemizin yıllık brüt üretimi 240 milyar kwh’dir. Yani mevcut kapasitemizin %40’ını kullanmıyor veya kullanamıyoruz demektir. O zaman sormak gerekir; daha fazla elektriğe gerçekten ihtiyacımız var mı? Nükleer bunun için mi yapılıyor?

GELECEK KUŞAKLARIN KANSERLE BOĞUŞMASINI İSTEMİYORUZ

   Nükleer baronlarına son sözümüz şudur; Havamızı, suyumuzu, toprağımızı, denizlerimizi, yaşamlarımızı ve yaşam alanlarımızı sonuna kadar korumalıyız, koruyacağız. Taş ocaklarıyla kil ocaklarıyla, madenlerle talan ettikleri yetmiyormuş gibi birde nükleer tehdidi ile dağlarımızın, ormanlarımızın, Longoz’umuzun, bugünün olduğu kadar gelecek kuşaklarımızın yok olmasına veya kanserle boğuşmasına izin vermeyeceğiz.”

     Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak İğneada’da kurulması gündemde olan nükleer santralle ilgili olarak; “Bugün burada, İğneada’da kurulacağı açıklanan nükleer santrale hayır demek, bu konuda kamuoyu oluşturmak, farklı çözüm önerileri geliştirmek ve çığ gibi büyüyen tepkimizi en yüksek sesle haykırmak için toplandık.

   Konu sadece İğneada’yı değil tüm Trakya’yı ilgilendirmektedir. Bugün İğneada’da yapılacak bir nükleer santralin tüm bölge halkını da olumsuz yönde etkileyeceği bir gerçektir.

İğneada,  258 kuş türüne ev sahipliği yapan Avrupa’nın en büyük longoz ormanları, milli parkı, bozulmadan günümüze kadar gelebilmiş doğal güzellikleri ile tarihi ve kültürel bir cazibe merkezi, bir turizm cenneti, benzersiz bir ekosistemdir. Dar bir alanda, birbirinden farklı ve yüksek koruma değerine sahip ekosistemlerin iç içe bulunması, bölgeyi yalnızca Avrupa ölçeğinde değil dünya ölçeğinde de önemli hale getirmektedir ki, tüm bu özellikleri ile İğneada dünyanın korunması gereken doğa miraslarından biri olarak değerlendirilmektedir.

     Böylesine bir doğa harikası gerçeği varken, Dünyada örneklerini gördüğümüz nükleer kazaların sonucunu göz önüne aldığımızda, bu bölgeye Nükleer Santral kurulmak istenmesi akıl alır gibi değildir. Bu cennet köşemize nükleer santral yapılmasının doğru ve kabul edilebilir bir karar olmadığı aşikârdır. Buradan bir kez daha haykırıyoruz, telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilecek bu yanlıştan biran önce dönülmesi gerekmektedir.

Doğa harikamız olan İğneada’yı ve bölgede yaşayan insanları risk altına sokmaya kimsenin hakkı yoktur” dedi.

       Albayrak’tan sonra Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan konuşma yaptı. Gürkan’ın konuşması sonrasında toplantı basına kapalı devam etti. Toplantının sonunda 29 Belediye Başkanı ortak bir deklerasyon yayınladılar. Trakya Belediye Başkanları Buluşması İğneada Nükleer Santral Kurulmasına karşı Ortak Tavır Toplantısı Sonuç Bildirgesi;

   Bizler, aşağıda imzaları bulunan ve Trakya’da görev yapmakta olan Büyükşehir, il, ilçe ve belde belediye başkanları olarak ve halkımızın gösterdiği tepkiye koşut bir anlayışla; Kırklareli ili Demirköy İlçesi İğneada Beldesinde yapılması tasarlanan nükleer enerji santralini istemiyoruz.

Önce bölgemizin, toplam olarak ülkemizin sahip olduğu doğal, kültürel ve sosyal mirasını yok etme tehdidi olarak gördüğümüz bu projenin, bölgemiz çıkarlarına olduğu gibi ülkemiz çıkarlarına da hizmet etmediğine inanıyoruz. 20 yılda ancak tamamlanabilecek olan, ülkemiz borçlandırılarak verilen kredilerle yapılıp, üretilen enerjiyi ülkemize yine parayla satacak olan, idari ya da teknik hiçbir personelini ülkemiz çocuklarından istihdam etmeyen, denize deşarj ettiği zehirli su ile bacasından çıkan radyasyon yüklü gazlar ile, toprağımıza gömülerek sularımıza zehirleyecek radyoaktif atıkları ile insanlarımızı ve tüm yaşamı yok edebilme potansiyeline sahip bu projeye, bölgemizin ve ülkemizin ihtiyacı olmadığına inanıyoruz.

Bilimsel ve hukuksal raporla ortada iken, Danıştay da dahil olmak üzere, bölgemizde böyle bir çalışmanın yapılması çeşitli derece yargı kurumları tarafından men edilmiş olmasına rağmen, Ergene Havzası su toplama rezerv alanlarını ve birinci derece topraklarını zehirleyecek bu girişime, halkımızdan aldığımız güç ile karşı olduğumuzu, hukuki zeminde var olan tüm gücümüzü kullanarak buna karşı mücadele edeceğimizi, basın ve saygıdeğer halkımızın önünde yüksek sesle deklare ediyoruz.”

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

“ARKADAŞLARIMIZA SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDİYORUZ”

TMMOB Tekirdağ İl Koordinasyon Kurulu gezi direnişinin yıldönümünde gezi davasından hükümlü durumunda bulunanlara sahip çıkmak …

Bir yanıt yazın