Çarşamba , 24 Nisan 2024

MİLLETİN VİCDANINDAN YAPILANLAR SİLİNMEZ

CHP PM Üyesi ve Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, 30 Temmuz 2020 tarihinde Genel Merkez’de düzenlediği basın toplantısında çıkarılan sosyal medya düzenlemesini eleştirerek şunları söyledi: “Türkiye Büyük Millet Meclisi, dün 27. dönem 3. yasama yılı çalışmalarını tamamladı. Meclis sabahın ilk ışıklarına kadar çalıştı. Ne için çalıştı? 10 milyonu aşan işsizlerin sorunlarını çözmek için mi? 7 liraya dayanan dolara çare bulmak için mi? Mutfaklardaki boş tencereleri doldurmak için mi? Hayır. Meclis; “Sana oy moy yok” diyerek, Sarayındaki kibirli zatı rahatsız eden sosyal medyaya, kısıtlama ve sansür getirmek için çalıştırıldı.  

Milletimizin, özellikle de gençlerimizin kahir ekseriyetinin istemediği bu yasa, Meclis’ten, sarayın vesayeti altındaki koalisyon partilerinin vekilleri tarafından, sarayın kibirli adamının emriyle geçirildi. Vatandaşlarımız hayat pahalılığı ve işsizlik arasında eziliyor. Milletimiz önünü göremeyip, yarınını kara kara düşünüyor. Ama bunlara çözüm bulmak yerine, saray sosyetesini rahatsız edecek sesleri sosyal medyada da susturmaya çalışıyorlar.  

Geçmişte işledikleri cürümleri, söyledikleri sözleri sosyal medyanın hafızasından silmeye uğraşıyorlar. Hem de Meclis’te Covıd-19 salgını kol gezerken… Beyefendi kendi sağlığını düşündüğü kadar, milletin vekillerinin sağlığını düşünmüyor. Daha 15 gün önce salgını bahane edip, 15 Temmuz’da bombalanan Meclis’in, genel kurul salonunda 15 Temmuz anmasını yaptırmaktan korkan kimdi? Sarayın kibirlisiydi. Açık havada yapılan anmaya da Covıd-19 testinden geçmiş sınırlı sayıda vekili davet eden kimdi? Aynı sarayın kibirlisiydi. Şimdi sarayın kibirlisi rahatsız olduğu sosyal medyayı susturmak için kendi vekillerinin bile sağlığını hiçe sayabiliyor. “Sosyal medya yasası” adı altında bir “sansür yasası” çıkarıyor. Sosyal medya kısıtlamaları tek kişilik saray rejiminin baskı ve vesayet aygıtı oluyor. Sosyal medyada da insanların düşüncesini özgürce ifade etme hakkı gasp ediliyor.

 Bu yapılanın adı despotizmdir. Saray rejimi yazılı ve görsel medyanın neredeyse tamamını, şahsi propaganda aletine dönüştürmüş durumdadır. Eldeki bir avuç özgür basın kuruluşunu da ilan kesme, yayın durdurma cezalarıyla hizaya getirmeye uğraşmaktadır. Bunlarda yetmediğinde gazetecileri zindanlara atmaktadır. Tarihin akışını değiştirerek, 21. yüzyılda kapkara bir “istibdat rejimi” inşa etmeye uğraşıyorlar. Ama şu gerçek de unutulmasın: Milletimiz despotların yüzüne, “kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet” demeyi de çok iyi bilir.

Saray ve sarayın bekçisi, sosyal medyaya yasak ve sansür getirerek bazı şeyleri unutturmak istiyor. Buna da “unutulma hakkı” diyorlar. Evet Avrupa’da da var bu hak ama bizimkine baktığınız zaman oldukça geniş tutulmuş. Neyi unutturmak istiyorlar, neyi unutturacaklar? Unutturmak istedikleri 18 yılın birikmiş kiri, pisliği, cürufu. 17-25 Aralık yolsuzluk skandalını, 15 Temmuz darbe girişimini ve 20 Temmuz sivil darbesini, Suruç ve GAR katliamlarını, OHAL şartları altında yapılan referandumu, seçimleri, gasp edilen millet iradesini, tarikat yurtlarındaki çocuk tacizlerini, kadınlara şiddeti, iş cinayetlerini, saray koalisyonunun ortaklarının daha dün birbirlerine ettikleri küfür ve hakaretleri, Çorlu tren kazasını unutturmak için istiyorlar.

Fakat saray ne yaparsa yapsın; milletimiz; 15 Temmuz darbe girişiminde 251 vatandaşımızı şehit eden hain FETÖ’yle kimlerin aynı yolu yürüyüp, yağmurda ıslandıklarını, “dön artık memleketine bitsin bu hasret” diye, salya sümük ağlayanları, 15 Temmuz şehitleri için toplanan paraya çökmeye kalkanları, “Kemalistlerle FETÖ’cüleri birbirine kırdırdık” diyen, parti yöneticilerini “unutmaz!”

Aziz şehitlerimize “kelle”, terörist başına “sayın” diyenleri, PKK ile OSLO’da aynı masaya oturanları, Habur’da kurulan çadır mahkemelerini, Dolmabahçe’deki “açılım” görüşmelerini “unutmaz!”

Millet aç, bi-ilaç medet ararken, saray avanesinin evlerinden çıkan kasaları, ayakkabı kutularından taşan dolarları, yüz binlerce avroluk saatleri, Reza Zerrab’ın önüne yatan bakanları, sıfırlanmayan milyonlarca doları “unutmaz!”

Dünya lideri edasıyla memlekette caka satıp, ecdadımızın türbesini terör örgütünün koruması altında kaçıranları, vatan toprağını terk edenleri, ABD başkanının bir sözüyle, rahibi iadeli taahhütlü Beyaz Saray’a gönderenleri, yine ABD Başkanının hakaret dolu mektubunu Washington’da onun suratına çarpamayıp, ürkekçe masasının kenarına iliştirerek iade edenleri, Suriye’de 36 askerimizin şehit düştüğü saldırının ardından Moskova’ya gidip, bir de askerlerimizi bombalayanların kapısında ayakta bekleyenleri milletimiz “unutmaz!”

Savunma sanayimizin göz bebeği, Sakarya Tank Palet Fabrikasını Katar ordusuna bedava peşkeş çekenleri, Katar Emiri’nin annesine, sarayın damatlarına, saray sosyetesine ballı rantlar sağlamak için kanal açıp, İstanbul’a bir kez daha ihanet edenleri, bu millet “unutmaz!”

Soma’da iş cinayetine kurban verdiğimiz 301 madencimizi, havaya uçan fişek fabrikalarında yaşamını kaybeden işçilerimizi, işverenin taşımadığı patlamayan mühimmatları taşırken şehit olan Mehmetçiklerimizi, iş cinayetlerine “işin fıtratı” diyenleri, çiftçimizi “ananı da al git” diye azarlayanları, “her üniversite mezununa iş bulamayız” diye vatandaşımızı kovalayanları, bu millet “unutmaz!”

Bunları internetten silseniz de, sosyal medyadan kaldırsanız da, videolarına yasaklar koysanız da, milletimizin vicdanından, zihninden bu yapılanlar, bu rezillikler, “silinemez!”  

Saray hükümeti, milletin yaşadığı gerçeklere karartma uygulayarak, saklayarak, sansürleyerek sorunları çözemez. Pislikleri halının altına süpürülebilir; ama üç gün sonra pis kokular evi sarar. Kokusu çıkar. Saray damatlarından birinin atandığı TÜİK, enflasyon ve işsizliğe karatma uyguladı da ne oldu? Hayat ucuzladı mı? İşsizlik azaldı mı? Hayır. Şimdi tıpkı enflasyon ve işsizlik rakamları gibi COVID istatistiklerine de karartma ve sansür başladı. 28 Temmuz’a kadar sürekli raporlanan yoğun bakım ve entübe hasta sayıları, 29 Temmuz’da birden kesildi. Sebep? Herhalde saray hükümetinin salgınla mücadeledeki beceriksizlikleri daha fazla dikkat çekmesin diye. Ama şunu açıkça söyleyeyim, milletimiz her şeyi görüyor. Yapılanları not ediyor. Gelecek ilk sandıkta da saray hükümetini ve koalisyon ortağına “size oy moy yok” diyerek, yerlerini bildirmeye hazırlanıyor. Onları evlerine gönderecek.”

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

DİKTAŞ’TAN ÇOCUKLARA BAYRAM HEDİYESİ

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Çorluda Millet Bahçesi ve Cumhuriyet Parkını Çorluspor …

Bir yanıt yazın