Perşembe , 25 Nisan 2024

ENGELLERİ KALDIRAN EĞİTİM VE EĞİTİMCİLERİMİZ

   Engelli vatandaşlarımızın hayatlarını kolaylaştırmak, onları hayata hazırlayıp kendilerine yeter hale getirebilmek için faaliyet gösteren özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri vardı. Bunlardan birisi de Hürriyet Mahallesi’nde hizmet veren Özel Toprak Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’dir. Toprak Rehabilitasyon Merkezi’nin Sahibi Hatice Özdemir ile Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerini, kimlere özel eğitim verilmesi gerektiğini, kimler tarafından verildiğini, faydalarını ve ailelerin rolünü konuştuk. Hatice Özdemir’in konu hakkında anlattıkları:

ÖZEL EĞİTİM NEDİR?

   Özel eğitim, düşünsel ve fiziksel yönden geçirmesi gereken gelişim aşamalarının altında performans sergileyen bireylerin becerilerini arttırmaya yönelik planlanmış eğitimdir. Çeşitli nedenlerle bireysel özellikleri ve eğitim yeterlilikleri açısından akranlarına göre beklenilen düzeyden anlamlı farklılık gösteren bireyler için tasarlanmış özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, öğrencilere ihtiyaç duyulan alanlarda destek eğitim hizmeti vermekle yükümlüdürler.

   Milli Eğitim Bakanlığına bağlı çalışan bu kurumlar hafif, orta ve ağır düzeyde zihinsel engellilere, otistik tanısı alan bireylere, açılan programlar dahilinde işitme ve konuşma bozukluğu ve fizyoterapi gerektiren durumu olan bireylere de eğitim hizmeti vermektedirler.

   Özel eğitime gelen bireyler tuvalet eğitimi, temizlik, yemek yeme becerisi gibi çok temel becerilerden; okuma-yazma, saatleri tanıma, para hesabı yapma, çarpım tablosunu öğrenme, el becerileri gibi daha karmaşık becerilere kadar uzanan; yaşı, bireysel koşul ve ihtiyaçları göz önünde bulunduran bir eğitim sistemiyle karşılaşmaktadırlar. Özel eğitime gelen bireyler, alanında uzman öğretmenlerden bireysel ve ihtiyaca göre grup eğitimi almaktadırlar. Bireysel eğitim, öğretmen ve öğrencinin birebir çalıştığı ders ortamı; grup eğitimi ise birden çok öğrencinin bulunduğu, aynı zamanda öğrenciye sosyalleşme alanı sağlayan bir ders ortamıdır.
 ÖZEL EĞİTİME MUHTAÇ ÇOCUK NEDİR?

   Özel eğitime muhtaç çocuklar beden, zihin, duygu, sosyal ve sağlık özellikleri ve durumundaki olağan dışı ayrılıkları sebebiyle normal eğitim hizmetlerinden yararlanamayan 0/18 yaş grubundaki çocuklardır.

ÖZEL EĞİTİM KİMLERE VERİLİR?

Özel eğitim, herhangi bir nedene bağlı olarak gelişimsel farklılığı bulunan bireylere verilmektedir. Son yıllarda kapsamı genişletilmiş olup daha farklı zorluklar yaşayan bireylerin de özel eğitimden faydalanmaları sağlanmıştır. Buna örnek olarak üstün zekâlı ve üstün yeteneği olan çocuklar ve özel öğrenme güçlüğü çeken çocuklar bu kapsama alınmıştır. Aşağıda özel eğitimden faydalanan gruplar sıralanmıştır: Zekâ Geriliği Olan Çocuklar, Yaygın Gelişimsel Bozukluklar-Otizm, Ortopedik ve Hareket Bozukluğu Olanlar, Görme Engelliler, İşitme Engelliler, Konuşma Bozukluğu Olanlar, Üstün Zekâlı/Yeteneği Olan Çocuklar, Öğrenme Güçlüğü Olan Çocuklar, Duygusal ve Davranış Bozukluğu Olan Çocuklar, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Olan Çocuklar

KİMLER TARAFINDAN VERİLİR?

   Psikolojik Danışman-Rehberler, Psikologlar, Okul Öncesi Öğretmenleri, Çocuk Gelişimi Uzmanları, Konuşma ve Dil Öğretmenleri, İşitme Engelliler Öğretmenleri, Zihinsel Engelliler Öğretmenleri,
Özel Eğitim Sınıf Öğretmenleri(üniversitelerin sınıf öğretmeni alanında mezun olup daha sonra aldıkları hizmet içi eğitimle bu alanda eğitim veren uzmanlardır), Fizyoterapistler, Usta öğreticiler(bu alanda aldıkları lise eğitimi ile uzmanlara yardımcı bireylerdir)

ÖZEL EĞİTİMİN FAYDALARI
     Özel eğitime gereksinim duyan bireyler evde ve okulda çeşitli şekillerde eğitim almaktadırlar. Özellikle ilköğretim okuluna devam eden ve özel eğitime ihtiyaç duyan bir öğrencinin başarısı sınıf ortalamasının altında kalacaktır ve bir sınıf öğretmeni müfredatın gerisinde kalan tek bir öğrenci için çok vakit ayıramayacaktır. Bu doğrultuda bireye “özel” bir çaba ve emek göstermek gerekmektedir. Bu açıdan okulda verilen eğitim, evde gösterilen ilgi olmazsa olmazdır ancak yetersizdir. Çünkü özel eğitim kurumları bireyin ihtiyaçlarını ve yakın gelecekte sergileyebileceği performansı tespit etmekte, daha azını ya da fazlasını beklemeden sistematik bir biçimde eğitim vermektedir.

   Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin eğitim haricinde sunduğu hizmetler de vardır. Kurum bünyesinde çalışan psikolog ve rehber öğretmenler zihinsel engelli bireylere ve ailelerine psikolojik danışmanlık hizmeti vermektedirler. Böylelikle aile ile çocuk, çocuk ve çevresi, aile ve çevresi arasındaki ilişkilerde sorunlar varsa düzeltilmeye çalışılmakta ve uyum sorununun ortadan kaldırılması için uğraşılmaktadır.

   Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri kreş ya da anaokulları gibi ücretli değildir. Özel eğitime ihtiyaç duyduğu tespit edilen bireyler önce hastanelerde doktorlar tarafından kontrol edilmekte, sonrada Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Rehberlik Araştırma Merkezleri tarafından incelenmekte ve kişinin durumu raporlanmaktadır. Bu raporlar sayesinde özel eğitimden yararlanan kişi ve ailesi hiçbir şekilde kuruma herhangi bir ücret ödememektedirler.

   Bu hizmet imkânlarını çevremize mümkün olduğunca duyurmak ve özel eğitime ihtiyacı olan bireylere yardımcı olmak herkesin görevidir. Kısacası: Özel gereksinimi olan bireylerin, mümkün olan en erken dönemde, gereksinimlerine uygun eğitim ortamlarında, uygun yöntemler ve araç-gereçler kullanılarak desteklenmesi var olan kapasitelerini en üst seviyede kullanabilmeleri açısından önemlidir. Ayrıca bu bireylerin toplumca kendilerinden beklenen rol ve sorumluluklar ile gelişimsel görevlerini yerine getirebilmeleri, kendilerine en uygun özel eğitim hizmetinden yararlanabilmelerine bağlıdır.

ÖZEL EĞİTİMDE AİLENİN ROLÜ

   Özel eğitimde verilen eğitimin yanında ailenin de rolünün oldukça fazla olduğunu söylemek gerekir. Çocuk ilk doğduğu günden itibaren ailesiyle büyük bir etkileşim içerisine girer. İlk yaşantılarını, ilk deneyimlerini ailesiyle yaşar.

   Aile hiç şüphesiz ki çocuğu için en iyi olanı ister en iyi olanı yapmaya çalışır. Fakat bazen özürlü çocuğa sahip olan aile bu durumu kabullenmekte zorluk yaşar kabul etmek istemez. Ama birçok alanda olduğu gibi bu alanda da erken tanı çok önemlidir. Aile olduğunca kısa sürede durumu kabullenmeli ve çocuğunun tanısıyla ilgili bilgi sahibi olmalı (araştırmalarla kendini bu alanda çok iyi donatmalıdır) ne yapılabileceği hakkında fikir sahibi olmalıdır. Çocuğu için en uygun tedavi ve eğitim yöntemini bulup eğitimine ve tedavisine başlamalıdır. Peki; aile uygun tedavi ve eğitim yöntemini bulduktan sonra bütün sorumluluğu uzmanlara mı bırakmalı? Kesinlikle hayır.

   İşte ailenin asıl görevi bundan sonra başlar. Çünkü çocuk zamanın büyük kısmını ailesiyle geçirir. Bu nedenle aile uzmanlarla işbirliği içerisine girerek evde kendi başına bu eğitimi devam ettirmelidir. İşte bu şekildeki uzman ve aile işbirliğine dayalı eğitimle çocuğun neler başarabildiği görülecektir. Son olarak ailelere söylemek istediğim çocuklarını çok iyi tanımalarını onlardan ne yapabileceklerinden fazlasını nede azını beklememeleri gerektiğini(bu onları gerçek anlamda olumsuz etkileyecektir) söyleyip sözlerimi noktalamak istiyorum.
Umarım verdiğim bu bilgiler bu sayfalarda kalmayıp yüreğinizin ve beyninizin sayfalarında kalıcı olur.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

ONLAR ERDİ MURADINA

Ayşe ve Hayrettin Topçu’nun güzel kızı Ayser ile Hamide ve Aydın Gündoğdu’nun yakışıklı oğlu Ayhan, …

Bir yanıt yazın