Perşembe , 18 Nisan 2024

Acil iş yoktur, sallayan vardır!

   Hizmet sektöründe özellikle karşımıza çıkan bir olgudur bu Acil. Peki nedir bu acil olan acil iş vs ? Neden o kadar acil devlet bakanımıdır işi getiren bize ya da işi olmaz ise dünyanın sonu mu gelecektir. Tabikide hayır ama ne var ki bizde her şeyi kendimize göre düşünürüz başka bir deyişle sanki dünya bizim etrafımızda dönüyormuş gibi hesaplar yaptığımızdan iş bizim olunca nedense ACİL olur.

   Bu acil olan iş peki neden ödeme noktasında sallamaya döner? İşi yaptırana kadar başınıza ekşiyen müşteri neden birden eli cebine gitmez? “Kaçıyor muyuz kardeşim” “Kimsenin parası kalmaz bizde” “Atarız bir şeyler” gibi bin tane cümle yazarım size bu durumla ilgili, ne yazık ki utanmada olmaz bu tip durumlardaki kişilerde. Senin paranın üstüne nasıl yatarım ayaklarıdır hep bunlar. Sende umudu keser iletişimi de bitirirsin ondan sonra seni aramaya devam eder bu yüzsüz olan kişi sende açmazsın ama seni gördüğünde ilk hareketi “geçen gün seni aradım neden telefonumu açmadım?” , “Sen benim telefonumu nasıl açmazsın?” (o ne demekse 🙂 sanki mesih arkadaş.)  Bu zorluklarla Freelancer olarak çalışan arkadaşlar çok fazla yüzleşmektedirler. Aslında bu tip müşteriye hiç iyilikte yapmayacaksın kurumsal kelimesi adı altında ezilsinler bırakın, tuzlu fiyatlarla üzsünler ondan sonra gene döneceklerdir.

   Vermeden almak bitek Allah ‘a mahsustur. Nitekim işveren, komisyoncu vb kısımdakilerde sizin emek ve paranızın üstünü çökmek için can atar. Örnekleyelim Sx reklamcı gider 1000Tl ye iş alır sana gelir 500tl ye iş aldım yarı yarı yapalım sana 250 vereyim sende siteyi yap. olur bu zaman zaman, yada Yt kişisi sana tamire cihaz getirmiştir 500Tl tamiri tutar cihazın cuma sendeyim der sende tanıyorsun ya sözde, tamam deyip verirsin ondan sonrada o cuma bir salı olur bir cuma olur aradan 2 sene geçer pişkin pişkin piyasada dolaşmaya devam eder. Telefonlarına smslerinize epostalarınıza dönmezler. Yüzüm tutmuyor gelemedim gibi bahanelerin arkasına bile sığınırlar. Eskilerinde dediği gibi bahane g.t gibidir herkeste bulunur! Tabi buradakiler hayali karakterler örneklerimiz ama gerçek hayatta olmuyor değil bunlar.

   Gelelim acil işe adam olayın zortladığı anda işi sana yıkar. Nedir o durum mesela otobüsü adamın saat 2 dedir sana saat tam 1 de gelir benim otobüsüm var bizimkisi acil hemen yap. Ne kadar da komik değil mi. Neden hizmet alacağınız kişiye bu sorumluluğu yüklüyorsunuz ki ? Ne gareziniz var. Birde neden o zaman kadar beklersin bir işin varsa bir gün önce ayda bir hafta önce gel. AVM lerde büyük firmalarda kasada hiç pazarlık yapanınız var mı? İmkansız tabiki de yok. Orada 99.90 Tl olan bir ürünü abi be 90 ‘a olmaz mı desene, neden aynı yüzü orada sergilemiyorsun. İş ama orta ve küçük ölçekli işletmelere yada freelance çalışanlara gelince 70 tl olur bizim iş dersin. Pazarlık sünnettir de bu yapılana söyleyecek kelime bulamıyorum.

   En büyük sorunda aslında gerçek anlamda acil olmadığı halde işin çok acil olarak gelmesidir. İş planı, program, düzen, envanter vs gibi terimlerden bir haber gelip başınıza çökerler.    Öyle bir anlatırlar ki dersin olmazsa dünyanın sonu gelecek. Aslında bu dayatma “acil iş” bir mobbing türüdür. Kartviziti atar masaya bana bundan site yap. 🙂 Logo ? sen ayarla bireyler sen işini bilirsin. Zaten biliyoruz da nerden bu samimiyet? Done, envanter yok sen netten koy bir şeyler gelir ardından bu sayma ile bitmez. Aslında kendi beceriksizliğini size yüklemesidir bir manada da durum. Kurumsal kimlikten bir haber o vermeyi düşündüğü çerez parası ile her şeyi ister. Yapsanız bile alamazsanız da zamanında zaten karşılığını, yaptığınızla da kalırsınız.  Biz bunlara biyolojide “bakteri” diyoruz. O yüzden tavsiyem uzak durun. 100 tane olacağına 10 tane olsun müşteriniz yetişebileceğiniz kadar olsun öz olsun. Zaten aynı parayı kazanacaksınızdır. Daha uzun uzadıya anlatmaya gerek yok konuyu burada bitirelim çünkü sonu yok durum ve örneklerin. Bir dahaki yazımızda görüşürüz…

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

EMİNE ANNEANNEMİZ

Ben yıllar önce Tekirdağ’da bankada çalışırken çocuklarıma bakıcı tutardım. Bunlardan biriydi Emine anneannemiz; Emine anne …

Bir yanıt yazın