Cumartesi , 20 Nisan 2024

MASUM BİR DEĞİŞİKLİK DEĞİLDİR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın resmi twitter hesabındaki “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı” ibaresinden “Cumhuriyet” kelimesinin çıkarılması konusuyla ilgili değerlendirme istediğimiz CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak “Cumhurbaşkanının sosyal medya hesabından “Cumhuriyet” kelimesinin çıkarılması, masum bir kelime değişikliği olarak görülemez” dedi..

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ’ın resmi twitter hesabındaki “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı” ibaresinden “Cumhuriyet” kelimesinin çıkarılması konusuyla ilgili olarak Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak  ’tan bir değerlendirme yapmasını istedik. Milletvekili Öztrak’ın konuyla ilgili gazetemize özel değerlendirme yazsısı aşağıdadır.

CHP Tekirdağ Milletvekili Sn. Faik Öztrak ’ın, Tekirdağ Radar Gazetesinden Sn. Aynur Güner’e Özel Değerlendirmesi

14 Ağustos 2017

Halkın tarafsız olması koşuluyla seçtiğiCumhurbaşkanı15 Temmuz darbe girişiminin ardında AKP Genel Başkanı oldu. Şimdi de resmi twitter hesabındaki “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı” ibaresinden“Cumhuriyet” kelimesini çıkardı. Bu geçiştirilecek basit bir olay değildir.

Türkiye Cumhuriyeti, emperyalizme karşı verilen büyük ve onurlu bir savaşla, can ve kan pahasına kurulmuştur. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyetin ilanında bu yana da Kurtuluş Savaşı’nın mirasçısı olan Türk milleti, bu devlete “Türkiye Cumhuriyeti Devleti” der. Nitekim Anayasamızın ilk maddesi “Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir” diyerek devletin şekli tanımlamıştır. Yine Anayasamızın 4. maddesi, devletin şeklinin değiştirilemeyeceğini, değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceğini açık ve net şekilde ortaya koymaktadır. Bu hükümler Anayasamızın üzerine kurulduğu temel taşlarıdır. Bugüne kadar yasaları ve Anayasanın kendilerine çizdiği sınırları yok sayanlar, şimdi devletin ve Cumhuriyetin temellerine dinamit koymak için harekete geçmiştir.

Bu çerçevede, Cumhurbaşkanının sosyal medya hesabından “Cumhuriyet” kelimesinin çıkarılması, masum bir kelime değişikliği olarak görülemez. Adım adım hesaplanmıştır. Önce milletimize küçük dozlar halinde verilerek tepkiler ölçülmüş ve her adım planlanarak atılmıştır.

Kısaca hatırlayalım:

15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından, Türkiye Anayasa değişikliği sürecine sokuldu. Biz, tek bir kişiye bu kadar çok yetkinin verilmesinin büyük bir hata olduğunu, bu yolun sonunun bir rejim değişikliğine gittiğini ve kesinlikle karşı çıkılması gerektiğini her platformda yüksek sesle dile getirdik. O dönemde Anayasa değişikliğini destekleyenler ise karşımıza “Bu rejim değişikliği değil sistem değişikliğidir” diyerek çıktılar. Anayasa değişikliğiyle gelecek koyu tek adam düzenine “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” diye ucube bir de isim uydurdular. Bazıları da asıl dertlerinin yeni bir devlet kurmak olduğunu ağızlarından kaçırdı. Referandumundan kısa bir süre önce, Sarayın Başdanışmanlarından biri “Halk kendi devletini kuruyor” açıklamasında bulundu. Bu, anlayanlar için vaktinden önce atılmış bir işaret fişeğiydi. Sonuçta tek adam rejimi, OHAL şartları altında yapılan hileli halkoylamasıyla halka zorla kabul ettirildi.

Kuvvetler ayrılığının ortadan kaldırıldığı, bütün gücün Sarayda toplandığı bu çarpık rejimin kurucuları, önlerinde hiçbir engel kalmadığını düşündüler. Önce Adalet ve Kalkınma Partisi’nin eski bir MYK üyesinin “Yeni bir devlet kuruyoruz” açıklamasıyla nabız yoklandı. Partisi sahip çıkmamış görüntüsü vermekle birlikte, AKP bu hadsiz üyesine kurumsal olarak herhangi bir ceza da vermedi, tersine bu şahsı adeta kanatları altına aldı. Halkın nabzı ölçülmüştü, tepkinin büyük olduğu görüldü.

Ardından tepkileri soğutmak için kontrolleri altındaki havuz medyasını kullanarak akıl almaz ithamlarla ana muhalefet partisine ve Genel Başkanına çamur atmaya başladılar. Amaçları gündem değiştirmekti. Bugün ise gelinen noktada bir taraftan ana muhalefet partisi Genel Başkanı bizzat Cumhurbaşkanı tarafından cezaevine gönderilmekle tehdit edilirken, bir taraftan da eşzamanlı olarak Cumhurbaşkanının resmi twitter hesabından, “Cumhuriyet” kelimesi çıkarılıyor.Cumhuriyet, devletin en üst makamlarını işgal edenler tarafından pervasızca aşındırılırken, buna karşı çıkacak tüm muhalefet odakları OHAL şalı altında sindirilmeye, susturulmaya çalışılıyor.

Kimse yapılanların basit bir kelime değişikliği olduğunu söyleyemez, milleti “kurumları yeniden yapılandırıyoruz” diye kandıramaz. Kurumların yeniden yapılandırılmasında esas olan,ülkeyi daha demokratik, daha özgür, daha müreffeh, vatandaşların karar alma süreçlerine daha fazla katıldığı ve hesap sorduğu bir düzeni sağlamaktır.Türkiye’de bugün OHAL şartları altında yaşadıklarımız ise ortadadır. Temel hak ve özgürlükleri dahi OHAL’in karanlığı altında kalan vatandaş hiçbir karar alma sürecine katılamamakta, kurumlar denetlenmemekte, halk yoksullaşmakta, hukuksuzluk her geçen gün ülkede “yeni normal” haline dönüşmektedir. Demokrasiyi zamanı geldiğinde inilecek bir tramvay olarak gören zihniyet, anlaşılan beklediği zamanın geldiğini düşünmektedir. Fakat bu, düşündükleri kadar kolay olmayacaktır.

Bu karanlık tablo karşısında bizler, bu ülkeyi şahadet şerbeti içerek kuranların torunları, sessiz kalmayacağız. Atalarımızdan, büyük acılarla ve fedakarlıklarla kazanılan büyük bir zaferi ve devleti miras aldık. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kararlılıkla ve sonuna kadar koruyacağız. Bu mücadeleyi çocuklarımız için, torunlarımız için, bu ülkenin gelecek nesilleri için vereceğiz. Tehditlerden yılmayarak ve ne pahasına olursa olsun…

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

DİKTAŞ’TAN ÇOCUKLARA BAYRAM HEDİYESİ

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Çorluda Millet Bahçesi ve Cumhuriyet Parkını Çorluspor …

Bir yanıt yazın